Uzaktan Eğitime Geçiş Konusunda Mimarlık Bölümü Görüşü

6 Şubat 2023 tarihinde Kahramanmaraş’ta meydana gelen iki büyük deprem Kahramanmaraş, Hatay, Osmaniye, Adıyaman, Gaziantep, Şanlıurfa, Diyarbakır, Malatya, Adana ve Kilis illerindeki kentsel ve kırsal yerleşim alanlarında büyük yıkımlara, can kayıplarına ve yaralanmalara sebep olmuştur. Yaklaşık 13,5 milyon kişinin doğrudan etkilendiği bu afet, tüm ülkemizi derinden sarsmıştır.

Ülkemizde yaşanan bu deprem felaketinin yarattığı acıları yürekten paylaşıyor, yakınlarını kaybedenlere başsağlığı, deprem felaketinden etkilenen herkese geçmiş olsun diliyoruz. Üniversitemiz afetten etkilenenlere yardımda bulunmak üzere tüm bileşenleriyle çalışmaktadır. Mimarlık Bölümü olarak deprem sonrasındaki süreçte öncelikle geçici barınma, mevcut yapılarda ve kültürel miras alanlarında hasar tespiti konularında ilgili kurumlara destek vermek üzere çalışmalara başlamış bulunuyoruz.

Depremin ardından Yüksek Öğretim Kurulu tarafından bir basın açıklaması yapılmış; bu açıklamada, “deprem afetinin ülke genelindeki etkileri nedeniyle Yükseköğretim Kurulu tarafından 2022-2023 eğitim ve öğretim yılı bahar döneminin uzaktan öğretim yoluyla tamamlanmasının uygun olduğuna” karar verildiği, “uzaktan öğretime ilişkin ayrıntıların ve bu kapsamda alınacak tedbirler”in kamuoyuyla daha sonra paylaşılacağı belirtilmiştir. Uzaktan eğitime geçiş kararının, küresel salgın sürecinde olduğu gibi, üniversite senatoları tarafından verilmesi gerekmektedir.

Bu yönde bir karar alınırken, öncelikle, yaşanan felaketin sadece depremin etkili olduğu bölgelerde yaşayanları değil, toplumun tümünü ve özellikle geleceğe umutla bakması gereken gençleri derinden etkilediği unutulmamalıdır. Üniversitelerin, sağladıkları öğrenme ve yaşam ortamları ile gençlere bilgiye erişim ve araştırma olanakları yanı sıra, kültürel ve sosyal olanaklar sunduğu, kişisel gelişimlerine katkı sağlayarak onları geleceğe hazırladığı da mutlaka dikkate alınmalıdır. Üniversite eğitiminin bu anlamda, salt mesleğe yönelik bilgilerin öğrencilere aktarıldığı bir öğretimle sınırlı olmadığı hepimiz tarafından bilinmektedir.

Özellikle deprem travmasına maruz kalmış; evlerini, ailelerini, yakınlarını ve arkadaşlarını kaybetmiş  olan gençlerin yalnız kalmamaları, psikolojik olarak iyileşmeleri ve yaşama yeniden umutla bağlanabilmeleri için üniversite ortamında bulunmaları, diğer öğrencilerle bir arada olmaları ve üniversitenin sağladığı sosyal olanaklardan faydalanmalarının sağlayacağı yararlar uzmanlar tarafından dile getirilmektedir.  İçinde bulunduğumuz bu dönemde, öğrencilerimiz bir arada olmaya, öğretim elemanlarıyla dayanışmaya ve sosyalleşmeye her zamankinden çok daha fazla ihtiyaç duymaktadır. Diğer yandan, deprem bölgelerindeki internet altyapısının zarar görmüş olduğu, öğrencilerin bir bölümünün aileleriyle birlikte geçici barınma alanlarında yaşadıkları, başta bilgisayar olmak üzere eğitim araç gereçlerini yitirdikleri vb. durumlar dikkate alındığında bu öğrencilerin uzaktan eğitime erişmekte büyük zorluklar yaşayacakları açıktır. Eğitimde fırsat eşitliği açısından bu durum göz önünde bulundurulmalıdır.   

Dikkate alınması gereken bir diğer önemli konu ise, halen üniversiteye devam eden öğrencilerin COVID-19 küresel salgını nedeniyle 2020 yılı bahar döneminden itibaren uzaktan eğitim ile öğrenimlerine devam etmiş olmalarıdır. Bu anlamda öğrenciler iki yıldan uzun bir süre üniversitenin sağladığı olanaklardan zaten yararlanamamışlardır. Bu öğrencilerin öğrenimlerinin geri kalan bölümünde yüz yüze eğitimden ve üniversitenin sağladığı olanaklardan yararlanma hakları bulunmaktadır. Ülkemizdeki tüm öğrencilerin aldıkları üniversite eğitiminin dünyanın diğer ülkelerinde sağlanan eğitim düzeyinden geride kalmaması sağlanmalıdır.

Tüm üniversite öğrencileri için geçerli olan bu sebepler yanında, mimarlık eğitiminin uygulamalı ve stüdyo odaklı bir tasarım eğitimi olması, mimarlık bölümlerinde eğitimin yüz yüze devam etmesini gerekli kılmaktadır. Mimari tasarım stüdyoları, öğrenciler ile öğretim üyelerinin birlikte çalışması ve diyalog içerisinde olmasını gerektiren, fiziksel modellerle çalışılan, grup çalışmaları yapılan, öğrencilerin derslerde verilen bilgiler kadar stüdyonun etkileşimli ortamında birbirlerinden öğrendiği eğitim ortamlarıdır. Öğrencilerin proje geliştirme ve tasarım süreçlerinde, Fakültemizin model yapım atölyesi, bilgisayar laboratuvarı, dokümantasyon merkezi ve diğer olanaklarından yararlanması da, mimarlık eğitiminin niteliğini sürdürmek için önemlidir. Kaldı ki, küresel salgın döneminde öğretim elemanlarının olağanüstü özverili emekleriyle uzaktan eğitim verme çabalarına rağmen, uygulamalı eğitimlerde öğrencilere ne düzeyde yeterli bir mesleki donanım kazandırılabildiği de oldukça tartışmalıdır. Sık sık afetlere maruz kalan ülkemizin geleceğini inşa edecek gençlerin en iyi eğitimi almaları ve mesleki yetkinlik kazanabilmeleri, kuşkusuz, çok önemli ve öncelikli bir konudur.

Mimarlık Lisans Programına kayıtlı olan ve deprem bölgesinde ikamet eden öğrencilerimizle  görüşülmüş, bu öğrencilerin çoğunluğunun bugün itibariyle deprem bölgesinden aileleriyle birlikte Ankara’ya gelmiş oldukları belirlenmiştir. Bu öğrencilerden bir bölümü ODTÜ yurtlarında, bir bölümü KYK yurtlarında, bir bölümü ise Ankara’da tuttukları evlerde kalmaktadırlar. ODTÜ Yurtlarının öncelikle deprem bölgesinden gelen üniversitemiz öğrencilerine açılmasında büyük yarar bulunmaktadır. Ayrıca, deprem bölgesinden gelen bu öğrencilerin çoğunluğunun, eğitimlerine yüz yüze devam edecekleri beklentisiyle Ankara’ya gelmiş oldukları ve kısa zamanda bölgeye dönmelerinin mümkün olmadığı dikkate alınmalıdır.

Mimarlık Bölümünün öğretim elemanları olarak, yukarıda belirtilen gerekçelerle öğrencilerimizin Üniversitemizin kapsayıcı eğitim ve yaşam ortamından yararlanmalarının sağlanabilmesi için 2022-2023 Eğitim - Öğretim yılı Bahar döneminde eğitimin yüz yüze devam etmesi yönündeki ortak görüşümüzü saygılarımızla bilginize sunarız.

 

*Bu görüş 13 Şubat 2023 tarihinde Mimarlık Bölüm Genel Kurulunda oybirliği ile kabul edilmiştir.